Finansal piyasalarda yatırımcıların dikkatini çeken stratejilerden biri olan carry trade, özellikle Türkiye gibi ülkelerde artan faiz oranlarıyla yeniden gündeme gelmeye başladı. Japonya merkezli yaşanan küresel dalgalanmalar, carry trade’in ne kadar etkili ve riskli bir strateji olabileceğini gözler önüne serdi. Bu yazıda, carry trade’in ne olduğuna örneklerle değinecek, Japon Yeni’nin bu stratejideki rolünü ve dünya borsalarını nasıl etkilediğini inceleyeceğiz.
Carry Trade Nedir?
Carry trade, yatırımcıların düşük faiz oranına sahip bir para birimini borç alarak, bu fonları yüksek faiz oranına sahip bir para birimine yatırmaları şeklinde işleyen bir stratejidir. Temel amaç, düşük maliyetle borçlanarak, yüksek getirili varlıklardan faiz farkı kazancı elde etmektir. Bu strateji, döviz kurları ve faiz oranları arasındaki farklardan yararlanmayı hedefler ve genellikle riskli yatırım ortamlarında cazip hale gelir.
Örneğin, yatırımcılar Japon Yeni gibi düşük faizli bir para birimini borç alıp, bu fonları yüksek faiz oranı sunan Meksika Pesosu cinsinden tahvillere yatırabilirler. Bu süreçte yatırımcı, aradaki faiz farkını kar olarak elde etmeyi hedefler. Ancak carry trade işlemlerinin en büyük riski, döviz kurlarındaki ani değişikliklerdir. Meksika Pesosu, Japon Yeni karşısında değer kaybederse, yatırımcı ciddi zararlar edebilir. Özellikle bu işlemler yüksek kaldıraçla yapıldığında, döviz kurlarındaki küçük dalgalanmalar bile büyük kayıplara yol açabilir.
Japon Yeni ve Carry Trade İşlemleri
Japon Yeni, uzun yıllardır düşük faiz oranları sayesinde carry trade işlemlerinde borçlanma ayağının en popüler para birimlerinden biri olmuştur. Japonya, 1990’ların başında yaşadığı ekonomik krizden sonra faiz oranlarını tarihi düşük seviyelere çekmiş ve 1999’dan itibaren neredeyse sıfıra yakın faiz oranlarıyla para politikasını sürdürmüştür. Bu durum, Japon Yeni’nin düşük maliyetli borçlanma işlemlerinde yaygın olarak kullanılmasına neden oldu.
Özellikle 2013 yılında Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin başlattığı agresif parasal genişleme politikası, carry trade işlemlerine hız kazandırdı. Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) faiz oranlarını düşük tutmaya devam etmesi, yatırımcıları yen borçlanarak diğer para birimlerine yatırım yapmaya teşvik etti. Bu süreç, 2022-2024 yılları arasında ABD’nin yüksek enflasyonla mücadele amacıyla faiz oranlarını artırmasıyla zirveye ulaştı. UBS’in tahminlerine göre, 2011’den bu yana gerçekleşen toplam dolar-yen carry trade işlemlerinin büyüklüğü yaklaşık 500 milyar dolara ulaştı ve bu işlemlerin büyük bir kısmı son birkaç yılda gerçekleşti.
Japon Yeni’nde 2024 Yılında Yaşananlar
2024 yılına gelindiğinde Japonya’da ekonomik koşullar yeniden hareketlenmeye başladı. Mart ayında açıklanan %5,28’lik ücret artışları son 33 yılın en yüksek seviyesiydi ve bu durum ülkede enflasyon endişelerini artırdı. Bu gelişmelerin ardından BoJ, 17 yıl aradan sonra ilk kez faiz artırarak politika faizini negatif %0,1’den %0 ile %0,1 aralığına yükseltti. Bu karar, Japonya’nın uzun süredir devam eden düşük faiz politikasında bir dönüm noktasıydı. Ancak bu artış, carry trade işlemlerinde başlangıçta sınırlı bir etki yaptı.
Durumu daha da karmaşık hale getiren, BoJ’un 31 Temmuz’da aldığı ikinci faiz artırımı kararı oldu. BoJ, referans faiz oranını %0,25’e yükselterek sıkılaştırıcı önlemlerine devam edeceğini açıkladı. Bu gelişmeler, FED’in Eylül ayında faiz indirimi sinyalleri vermesi ve ABD’de açıklanan zayıf tarım dışı istihdam verisi ile birleştiğinde, küresel piyasalarda sert satışları tetikledi. Özellikle Japon Nikkei ve Topix endeksleri büyük kayıplar yaşadı.
Japon Yeni’nin dolar karşısında %13 değer kazanması, carry trade işlemlerindeki kazançları silip süpürdü. Büyük kaldıraçlı yatırımcılar, milyarlarca dolar zarar eden yen carry pozisyonlarını kapatırken, diğer hisse senedi ve tahvil varlıklarını da elden çıkarmak zorunda kaldılar. Bu durum, yatırımcıların riskli varlıklardan hızla uzaklaşmasına neden oldu ve piyasada “de-levarege” olarak bilinen süreci hızlandırdı.
Carry trade işlemleri, yatırımcılara cazip kazanç fırsatları sunarken aynı zamanda büyük riskler de barındırır. Japon Yeni gibi düşük faizli para birimlerine dayalı stratejiler, piyasa koşullarındaki ani değişiklikler karşısında ciddi zararlara yol açabilir. Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırımlarının yen carry trade işlemleri üzerindeki etkileri, küresel piyasalardaki oynaklığın artmasına neden oldu. Önümüzdeki süreçte piyasaların nasıl şekilleneceği, faiz oranlarına ve küresel ekonomik koşullara bağlı olacak. Bu nedenle, carry trade stratejisini kullanmayı planlayan yatırımcıların, riskleri iyi değerlendirmesi ve piyasalardaki değişimleri yakından takip etmesi önemlidir.